Avrupa Yeşil Mutabakatı ve İhracatımıza Etkileri

Avrupa Yeşil Mutabakatı Nedir?

Özellikle 1990’lı yıllardan itibaren küresel ısınma, iklim değişikliği ve sera gazı emisyonu konuları küresel bir gündem maddesi haline gelmiş ve bu sorunlarla mücadele kapsamında bölgesel veya uluslararası düzeyde birçok çalışma yürütülmüştür.

Doğrusal ekonomi düşüncesi ‘al-yap-kullan-at’ artık devam ettirilmesi mümkün olmayan bir düşüncedir. Sanayi Döneminde başlayıp günümüze kadar güçlü ilerleyen bu düşünce, temiz bir çevre düşüncesiyle çatışma boyutundadır. Döngüsel ekonomiye geçmenin çevremiz için yararını ve bu yaklaşımı benimseyen birçok ülke olduğunu görmekteyiz. Döngüsel ekonomi, üretim ve tüketim gibi alanlarda malzeme kullanımını en azda tutmayı hedefleyen, yeniden kullanımı arttıran, geri kazanımın olduğu bir yaklaşımdır.

Paris İklim Anlaşması 2015 yılında imzalanmış olup dünyadaki ülkelerin tamamına yakını, sera gazı emisyonlarının ve küresel ısınmanın azaltılması için bu anlaşma ile birtakım taahhütlerde bulunmuştur. Avrupa Birliği (AB) bu anlamda diğer ülkeleri teşvik eden lider konumundadır.

Avrupa Yeşil Anlaşması, daha temiz ve sürdürülebilir bir dünya oluşturmak ve bunun için de atılması gereken adımlara yer verme amacındadır. Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleri, 2050 yılına kadar karbon nötrlüğü sağlamak üzerinedir. Bunun dışında Avrupa Yeşil Anlaşması hedefleri arasında, ekonomik büyümede herhangi bir kaynağa bağlı kalmamak ve sadece bir ülke ya da bölgenin değil, tüm dünyanın bir bütün olarak kalkınıp gelişmesi sayılabilmektedir.

 

Yeşil Mutabakatından Kimler Etkilendi?

Bu mutabakat, sadece AB üye ülkeleri için değil, AB ile siyasal, ekonomik ve coğrafi açıdan ilişkisi bulunan tüm ülkeler açısından büyük bir önem taşımaktadır. Bağlantı içerisinde olan kamu ve özel sektör kuruluşları ve uluslararası kuruluşlarda yayınlananlar mutabakatın kapsamı alanına girmektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı, AB’nin diğer tüm devletler, kurum ve kuruluşlar ile olan ilişkilerini düzenlemektedir.

Gerekli kriterleri sağlayamayan işletmeler AB pazarına ürün sokamayacaktır. Bu da ürünlerini ağırlıklı olarak AB ülkelerine satan şirketlerin gerekli aksiyonları almadığı takdirde ihracat faaliyetlerini sonlandırması anlamına gelmektedir. Zira, mutabakat geçmişte hayata geçirilen düzenlemeler gibi belirli bir ürün ya da ürün grubu için değil, ticari değeri olan tüm ürün ve hizmetler için ortak kriterler getirmektedir.

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı Düzenlemesi Sonrası Neler Değişti?

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat kapsamında en önemli konulardan biri Sınırda Karbon Düzenlemesidir. Bu düzenleme, sera gazı emisyonunu azaltmak amacıyla AB’ye ihraç edilen ürünlerdeki karbonların fiyatlandırılmasını yani vergilendirilmesini ifade etmektedir.

AB, bu düzenleme ile karbon emisyonunun azaltılması konusundaki sorumluluğunu ticari paydaşlarına da aktarmakta ve onların da benimsemesini sağlamaya çalışmaktadır. Bu sorumluluktan kaçan şirketler, kamu ve özel sektör kuruluşları ise AB pazarından çekilmek zorunda kalacaktır.

Hiçbir şirket, özellikle kimyasal kökenli gıda, medikal, kozmetik ürünlerini, elektrikli alet ve kişisel koruyucu gibi ürünlerini gümrükten eskisi kadar kolay geçiremeyecektir.

Diğer taraftan tüketici ve işletme davranışlarında köklü değişimler yapmayı hedeflemektedir. Şirketlerin AB pazarında kalabilmesi ve pazar payını artırabilmesi için sürdürülebilir ürünlere ve yatırımlara yönelmesi artık kaçınılmaz bir durumdur. AB, yeni ekonomik düzende bunun sağlanması için de vergi gibi fiyatlandırma enstrümanlarını kullanmakta ve nihai iklim hedeflerine ulaşırken piyasadaki dengenin de sabit kalması için çalışmaktadır.

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye’yi Nasıl Etkiler?

Bilindiği üzere, Türkiye’nin dış ticaretteki en önemli ortağı Avrupa Birliği’dir. Hem ithalat hem de ihracat faaliyetlerinin çok büyük bir bölümü AB ülkeleri ile gerçekleşmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre 2024 yılı Ocak-Eylül döneminde Türkiye'nin en çok ihracat yaptığı ülke Almanya’dır. Almanya'ya yapılan ihracat 15 milyar 303 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; ABD, Birleşik Krallık, Irak ve İtalya takip ediyor. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın %29,7'sini oluşturuyor.  Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Türkiye arasındaki ilişkiler, Türkiye’nin ihracat stratejilerini güçlü ve sürdürülebilir tutması için mutabakatı iyi ve doğru okumasını gerektirmektedir. 

Yeşil Mutabakatı Türkiye İhracatını Nasıl Etkiler?

Karbon salınımını önlemek için getirilecek ilk kural buna yüksek derecede sebebiyet veren üretim alanlarının daraltılmasıdır. Yani yüksek enerji gerektiren sektörler etkilenmektedir. Buna karşılık olarak Avrupa Komisyonu’nun öngörüsü 2030 yılına kadar sınırda karbon kaçağının bazı üretim alanlarında yaşanabileceğidir. Bu alanlar ise maden kömürü, demir-çelik, alüminyum ve çimento, tekstil, kimyasal maddeler, sentetik kauçuk, cam ve cam ürünleri, seramik eşya, kağıt hamuru ile beraber bazı tarım ürünleridir.

Firmalar bireysel yatırımlar ile üretim alanlarında karbon salımını azaltacak adımlar atarak yeni sisteme daha kolay uyum sağlayabilirler. Salınımı azaltacak yatırımlar, diğer enerji çeşitlerini kullanmayı amaçlayan yatırımlar, üretim alanlarında elektrikli araçların kullanılması gibi farklı adımlar firmaların uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır. Fakat bu yatırımların maliyet durumuna bakarsak yüksek ek maliyeti olduğu da görülmektedir.

Yeşil mutabakat Türkiye ihracatı açısından önemli bir dönüşüm sürecini tetiklemektedir. Ticaret Bakanlığı’nın yayınladığı AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) Bilgi Notunda emisyon azaltım hedeflerine ulaşılabilmesi için bir dizi düzenleyici tedbir alınması gerekliliğinden bahsedilmektedir.  SKDM’nin emisyon hesaplamalarına doğrudan emisyonların yanı sıra belirli ürünler itibariyle üretim sürecinde kullanılan elektriğin üretiminden kaynaklanan dolaylı emisyonlar da dahil edilmiştir. Mevzuat metni, dolaylı emisyonlara ilişkin karbon maliyetini ilk etapta daha dar bir ürün grubuna getirmekte olup bu alandaki yükümlülüklerin geçerli olacağı ürün kapsamı uygun hesaplama metodolojilerinin geliştirilmesine de bağlı olarak aşamalı şekilde genişletilecektir.

 

Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu'nun Çalışma Esasları için Yönergesi

Türkiye’nin dikkate alması gereken adımlar AB pazarında rekabetçiliğini sürdürmesi ve ilerletmesidir. Doğru adımlar atıldığı sürece pazardaki payını artırması mümkündür. Bunu destekleme amaçlı Ticaret Bakanlığı önderliğinde Çalışma Grubu oluşturulmuş olup kapsamlı bir "Yeşil Mutabakat Eylem Planı" hazırlanmıştır. Bu plan Türkiye’nin daha önceki amaç ve hedefi doğrultusunda ilerlemeyi amaçlayan bir plandır. Bu, kaynakları verimli kullanarak, ekolojik kıtlıkları azaltmayı amaçlayan ve çevrenin düzenini bozmadan sürdürülebilirliği hedefleyen bir plandır.

İlk etapta Eylem Planı ekibi, Sınırda Karbon Düzenlemesi (SKD) sisteminin ihracatçı firmalara yarattığı ters etkilerinden dolayı firmalarla özel olarak ilgilenip bu etkileri ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Yönergenin kabulü sonrasında kullanımdan sonra imha süreci yerine dönüşümü, bu dönüşümü destekleyen yatırımlar, çevre dostu enerji, ulaşım kullanımı, sürdürülebilir tarım, çelik, tekstil, alüminyum, çimento gibi endüstri alanlarda gereksinimlere göre uzmanlaşmış çalışma ekipleri kurulacak ve ilgili eylemlerin gerçekleşmesi için çalışmalar başlatılacaktır. Daha sonra da proje önerileri, finansman ve mevzuat ihtiyaçları belirlenecektir.

TradeAtlas’ın Ekonomik Kalkınma Üzerine Etkisi

Tüm dünyadaki ithalatçı ve ihracatçı firmalara doğrudan ulaşmak TradeAtlas ile çok kolay! TradeAtlas, sağlamış olduğu veriler sayesinde ülkemiz ihracatına ve dolayısıyla ülke ekonomisine katkı sunmaya devam ediyor. TradeAtlas üzerinden yeni müşteriler bulabilen ihracatçılar, yabancı rakiplerini izleyebilir ve stratejik kararlar alabilir. Sınırları aşan bir başarı için TradeAtlas ile yönünüzü belirleyin, rotanızı oluşturun ve ihracat yolculuğunuza güvenle başlayın!  Dijitalleşen dünyanın gerisinde kalmayıp global ekosistemin bir parçası olmak için buraya tıklayarak ücretsiz kaydolabilir ve arama yapabilirsiniz.

Dış ticaret riskleri konusu hakkında detaylı bilgi almak için ”Dış Ticarette Karşılaşılabilecek Riskler Nelerdir?” içeriğini inceleyebilirsiniz.